Espas Sanat Blog

Sanatsal Paylaşımlar ve Haberler

Başlangıç Seviyesinde Piyano Dersleri İçin En Önemli Noktalar Nelerdir?

Polonyalı pedagog Markiewiczova’ya göre, başlangıç piyano derslerinin en önemli iki kişiliği olan öğretmen ve öğrenci, farklı karakterlerdedir. Öğretmen, kişiliği oturmuş, sabit bir uzmandır. Öğrenci ise, tüm olayın etrafında döndüğü kişiliktir, karakteri ve psikolojisi, kişiden kişiye ve zamandan zamana göre değişir. Her bir öğrencinin karakteri ve psikolojisine bağlı olarak, farklı öğretim yöntemleri kullanılmalıdır.

Başlangıç öğretmeni, ders süresince çocukla ilişki kurmak ve bu ilişkiye dayanmak zorundadır. Eğer bu öğretmen, çocuğun ilk öğretmeniyse, bu gereklilik daha da büyük önem kazanır. Bu nedenle, sadece iyi piyanist olmak ya da psikoloji bilgilerine hakim olmak yetmez, ayrıca pedagojik kabiliyet ve geniş bir ufuk da gereklidir. Güçlü karakter, geniş kültür, insan ilişkilerinde iyi olmak ve çocuklarla sağlam ilişkiler kurabilmek, çok önemli mesleki zorunluluklardır. Bütün öğrenciler mükemmel piyanist olmak zorunda değildirler. Müzikle daha yakın ilişki kurmaları, zevk almaları ve yaptıkları aktiviteden memnun olmaları, genel amaç olmalıdır.

En baştan itibaren öğretmen ile öğrenci arasında arkadaşça bir bağ kurulmalı ve yakın duygulara ve düzene dayalı ilişki sağlanmalıdır. Başlangıçtaki inatçılıklar, öğretmenin arkadaşça yaklaşımlarıyla atlatılabilir. Hiçbir zaman çocuklarla ilişki katı olmamalı, onlra karşı sert tutum alınmamalıdır. Öğrenciye müzik dışında, pozitif karakter özellikleri kazandırmak da, amaçlarımızdan biri olmalıdır.

Piyano eğitiminin başlangıcında çocukların karakteri çok işlenebilir durumdadır. Yetersizlikleri (ve eksiklikleri) vardır ki bunları aşabiliriz; bunun yanında etkileyici karakteristik özellikleri de vardır ki bu nedenle öğretmenin, öğrencinin karakterini anlaması çok önemlidir.

Çocuklara kapasitelerini zorlayan ödevler verildiğinde, genellikle tatlarını kaybederler ve korkarlar. Yetenekli bir öğrenci, bu zor ödevleri başarabilir, ama zamanla yarış atı durumuna düşüp piyanodan ve müzikten soğuyabilir. Bunu önleyebilecek tek şey, anlayışlı öğretmenin doğru repertuvar seçimidir.

Doğru repertuvar seçimi zaman, çalışma ve tecrübe isteyen bir iştir. Öğrencinin ilgisini çeken bestelere sıklıkla yer verilmelidir. Ayrıca, öğretmenin, öğrencisinin sınırlarını keşfetmek için repertuvarında çeşitlilik yaratması da anlayışla karşılanmalıdır.

Piyano eğitimi, büyük istek, sabır ve disiplin gerektirir. Bütün eğitim süresi boyunca bunları elde etmek zorundayız; bununla beraber, bunları garanti eden bir yöntem de bulunmamaktadır. Bu eğitimden onların en büyük kazancı, müziğin ve piyano çalmanın heyecanıdır. Piyano dersleri çocuklar için ilginç olmalı, onların yaratıcı aktivitelerini ve düş güçlerini geliştirmelidir. Öğretmenin rolü sadece teknik becerileri geliştirmekle sınırlandırılamaz.

Teknik gelişim çocuklara ilginç gelmelidir. Tekniğin çok ön planda olduğu eski zamanlarda, aynı alıştırmaların sürekli mekanik olarak tekrarı öğrencide hissetme kaybına neden olmaktaydı. Bu, günümüz piyano pedagojisinin teknik çalışmaya önem vermediği anlamına gelmez. Çabuk, derin ve yaratıcı alışkanlıklar için, piyano çalmanın temel teknikleri gereklidir. Bununla beraber, teknik çalışmanın yöntemi ve motivasyonu değişmiştir. Öğrenciler müziksel içeriği anlamalı, alıştırmanın öğrettiğini kavramalı ve teknik zorlukların üstesinden gelmeyi başarmalıdırlar.

Müziği sadece hissetmek yetmez, onu anlamak da gereklidir. Eskiden bu anlayışın, yaşı daha büyük olan öğrenciler için geçerli olduğu düşünülürdü ve malesef geç kalınırdı. Bu yüzden öğretmen, öğrencilerinin sadece duygularla çalmasını değil, öğretilmiş -çalışılmış bilgilerle “anlayarak” çalmasını da sağlamalıdır. Piyano dersi öğretmenin pasif önerileri ve istekleriyle geçemez. Diyalog olmalı, ortak yaratıcı süreçten geçilmeli, böylece her iki tarafa da güzel şeyler vermelidir. Ders diyalogları sadece sözcüklerle değil, öğretmen ve öğrencinin piyano çalışıyla da olmalıdır. Öğrenciye müzikal sorular, açıklamalar ve bilmeceler sunmalıyız. Onların kendi başlarına müziksel gizleri ortaya çıkartmalarını sağlamalıyız. Evde ödevler yapılırken öğrenci yaptığı hataları kendi başına duyabilmelidir. Her türlü durumda öğrencinin kendi fikirlerini açıklamasına izin verilmelidir.

Ülkemizde çocuklar genellikle 6-8 yaşları arasında piyanoya başlıyorlar. Dünyada, son çeyrek yüzyılda, ülkemizde de son birkaç yılda, okul öncesi eğitime yönelik bir eğilim mevcuttur. Bu, dört yaşından itibaren olmaktadır. Dört ile sekiz yaş arasında çocuklar çok hızlı gelişirler, o yüzden aynı yöntem ve materyalleri kullanmak doğru olmaz. Bizim için çocuk psikolojisine uygun çalışmak çok önemlidir. Öğretmen, çocuğun sadece müziksel değil, zihinsel ve bedensel gelişmesine de önem vermelidir. Okul öncesi çağın önemli avantajları vardır. Öncelikle çocuğun okul için yapması gereken zorunlulukları ve ödevleri yoktur. Piyano dersleri onun için yeni bir zorunluluk gibi gelmeyecektir.

Farklı zihinsel, fiziksel, psikolojik düzeylere saygı duymalıyız. Okul çağı çocuklara notalar, şemalar gibi kavramsal materyaller gösterirken, okul öncesi öğrencilere, hafızasını kullanarak eğitim yapmak daha iyidir. Okul çağı çocuklara genellikle hatayı düzeltmek için söylemek yeterli olurken, okul öncesi çocuk, öğretmeni taklit etmek ve defalarca tekrar etmek gereksinimi duyar; başka türlü yaptığı hatalar kalıcı olabilir. Okul çağındaki çocuk bestenin duygusal karakterini (üzgün, neşeli vs) sözcüklerle ifade edebilirken, okul öncesi çocuk aynı tepkileri veremeyebilir.

Piyanoya başlangıç pek çok farklı öğeden oluşur – müziksel işitme, hissetme, piyano çalmanın teknik becerileri gibi. Öğretmen, her bireye uygun programı çeşitlilikle hazırlamalıdır. Uygulanan program, derste, çocuğun yorulmasına olanak tanımamalıdır, çünkü, çocukların sorunu fiziksel yorgunluk değil, dikkat verememedir. Eğer dikkatin dağıldığı hissedilirse, farklı bir aktiviteye geçilmelidir. Okul öncesi dersler de çok uzun olamaz, örneğin Rus yöntemine göre, en fazla 45 dakika olabilir – o da, ders hoşlarına giderse…

Çocuklar harekete açtır. Derste onların hareketsel aktivitelerini ortaya çıkaracak durumlar olmalıdır. Öğrenci oturur, kalkar, hareketli alıştırmalar yapar ama bunların hepsi dersle bağlantılı olmalıdır. Pasiflik, işin temposunu yavaşlatır ve dikkat toplamak için fazladan zaman kaybedilmesine neden olur. Çocuklar sistemli çalışmayı alışkanlık haline getirmelidirler. Bu, evde tek başına öğrenilmez, derste gösterilmelidir ki, en azından bazen hatırlayabilsinler.

İlk dersten itibaren öğrencinin, çalgıyla duygusal bir bağ kurması için çalışılmalıdır. Okul öncesi çocuklar için piyano, en popüler oyuncak haline gelmelidir, ancak öğrencinin, bu oyuncağı ciddiye alması da sağlanmalıdır. Okul çocuğu için ise, hergün ona zaman ayırabilen, onunla çok şey paylaşabilen iyi bir arkadaş olmalıdır piyano.

Her öğretmen öğrenciyi takdir etmenin / ödüllendirmenin önemini bilir. İyi yapılmış iş sadece sözle değil, aynı zamanda, müzikle de ödüllendirilmelidir. Örneğin öğrenci, iyi yapılmış bir çalışmadan / ödevden sonra, ödül olarak güzel bir beste çalmaya hak kazanabilir, öğretmeniyle dört el çalabilir, doğaçlama yapılabilir.

İletişim

Bizi çekinmeden arayıp bilgi alabilirsiniz!

Balçova, İzmir

info@espassanat.com.tr
0533 590 34 55