Fotoğraf hayatı ve anı ölümsüzleştiren son yüzyılın en gözde sanatlarından bir tanesidir. Biz de bugün sizlere Espas Sanat olarak fotoğrafçılıkta en sanatsal çalışmalardan biri olan “Makro Fotoğrafçılık” alanında kısa bir yazı hazırladık.
Makro fotoğrafçılık, bizlere görmeye çok alışık olmadığımız çok farklı bir dünyanın kapısını açmaktadır. Dikkatlice bakmadığınız veya baksanız dahi fotoğraflandığı gibi göremeyeceğiniz birçok detayı makro fotoğraflarda görüntülemeniz mümkündür. Makro fotoğrafçılık özellikle fotoğraf çekmeye yeni başlayan herkesi en çok heyecanlandıran ve çekmek istediği türlerden biridir. Ancak artan lens ve ekipman maliyetleri yanında çok sabır gerektirmesi de eklenince çoğu merak duyan fotoğrafçı makro aşkını başlamadan bitirmektedir. Bu aşkın yeniden alevlenmesi ve yeni başlayanlara da yol göstermesi için “Makro Fotoğrafçılık” yazı dizimize başlıyoruz. Bugün sizlere ilk olarak sizlere sırasıyla makro çekimin ne olduğunu, makro lensleri, makro olmasa da elinizdeki lensleri kullanarak nasıl makro çekebileceğinizi ve makro çekimde kullanılan ekipmanları tanıtıyor olacağız.
Makro Çekim Nedir ?
Makro çekim kısaca, çekilmek istenilen objeleri 1:1 ya da daha üstünde bir büyütme oranıyla fotoğraflama işlemidir. Diğer bir değişle çekmek istediğiniz nesnenin boyutu ne kadar ise film veya sensöre en az aynı şekilde yansımasıdır. Makro, detayların dünyasına giriştir. Nikon tarafından “Mikro” olarak adlandırılır ancak Makro ile Mikro arasında fotoğraf dünyasında bir fark yoktur.
Gerçek Makro Lens Nasıl Anlaşılır?
Gerçek Makro lensler 1:1 ve üstünde büyütme yapabilen lenslerdir. 1:1 çekim yapıldığı zaman, çekimini yaptığınız objeler makinenizin algılayıcısı üzerine gerçek boyutları ile düşerler. Lens üzerinde ” Macro ” ibaresi yazan birçok lens bulunmaktadır. Ancak sadece 1:1 ve üstünde büyütme yapabilen lensler gerçek makro lensler olarak geçmektedir.
Makro Çekim İçin Hangi “mm” Değeri Tercih Edilmelidir?
Piyasada birçok farklı mm değerine sahip makro yada mikro lens bulunmaktadır. Peki hangi mm değerindeki makro lensi seçmek daha doğru olacaktır? Kendi tecrübelerim doğrultusunda doğada yapılacak çekimlerde 100mm altına inilmemesi gerekmektedir. Doğadaki canlılar oldukça hassaslar ve çabuk kaçıyorlar. Doğada makro çekim yapmayı düşünen arkadalar 150mm, 180mm, 200mm gibi değerlerde makro lens alırlarsa çok rahat edeceklerdir. Ayrıca lensin mm değeri ne kadar büyük ise 1:1 modunda obje ile arasında daha fazla boşluk kalmaktadır. Bu durum ışıklandırma konusunda büyük yardımcı olmaktadır. Ancak stüdyo ortamında yada medikal çekimler için mutlaka düşük mm değerlerindeki lensler tercih edilmelidir. Çünkü dar yada ufak çalışma alanlarında çok daha rahat çalışma imkanı verecektir. Örneğin Nikon 40mm Mikro tam bir stüdyo makro lensidir.
Elimdeki Herhangi Bir Lensle Makro Çekim Yapabilir miyim?
Makro çekim için pahalı makro lensler harici ucuz alternatiflerde mevcuttur.Bunlara kısaca bakarsak ;
1- Diyoptri Lensleri ( Close-Up Filtreler ) : Bu ürünler objektifin önüne takılan büyüteçlerdir. Bu aparatlar sayesinde daha yakından netleme yapabilmek mümkündür. Ancak bu filtreler genelde çok iyi görüntü veremezler. Merkezdeki netlik köşelere doğru oldukça bozulur. Bu nedenle çokta tavsiye edilmezler.
2- Uzatma Tüpleri : Uzatma tüpleri objektif ile makine arasına bağlanan aparatlardır. Bu aparatlar objektifinizi makinenin sensöründen uzaklaştırarak daha yakından netleme yapılmasına ya da daha yüksek büyütme oranı elde etmenize yardımcı olurlar. Uzatma tüpleri elektronik bağlantılı ve elektronik bağlantısız olarak ikiye ayrılırlar. Elektronik bağlatılı uzatma tüplerinde lensnizin diyaframını değiştirebilir, otomatik netleme motorunu kullanabilirsiniz. Ancak elektronik bağlantısı olmayan uzatma tüplerinde her türlü ayar manuel bir duruma dönüşür. Diyafram ve otomatik netleme kontrolünü kaybedersiniz. Bu nedenle uzatma tüpü alırken elektronik bağlantılı modelleri tercih etmeye dikkat edilmesi gerekmektedir.
3- Körükler : Körükler uzatma tüpleri ile aynı mantık ile çalışmaktadırlar. Yani lensimizi makineden uzaklaştırarak daha fazla büyütme almamıza yardımcı olurlar. Körüklerin uzatma tüplerine göre en büyük avantajı boylarının değişken olmasıdır. Yani uzatma tüpleri sabit mm değerlerine sahipken körükler istediğimiz boyutlara ayarlanabilmektedir.
4- Ters Objektif Bağlama Aparatları : Bir diğer makro çekim alternatifini ters objektif bağlama aparatlarıyla sağlayabiliriz. Bu aparatlar sayesinde her türlü objektifi makinenize ters şekilde bağlayıp harika makrolar çekebilirsiniz. Tek yapmanız gereken ters bağlamayı düşündüğünüz objektifinizin ön filtre çapına uygun ters bağlama aparatı satın almak. Bu aparatlar çok uygun fiyatlar ile ülkemizde satılmaktadır. Bu ters bağlama işlemlerinde 1:1 büyütme alınmakta hatta geçilmektedir. Ancak ters bağlama işlemlerinde de objektif ile makine arasındaki elektronik bağlantıyı kaybedersiniz. Yani diyafram ve otomatik netleme kontrolü manuel duruma geçmektedir. Genel olarak bu şekilde fotoğraf çekmek oldukça zor ve zahmetlidir. Ters objektif bağlama işlemlerinde alan derinliği çok azalmaktadır.Bu nedenle ters bağlama işine girmeyi düşünen arkadaşların çok iyi ışıklandırmaya ihtiyaçları vardır. Bunun nedeni, bu düşük alan derinliğini yüksek diyafram değerleri ( F16-F22) kurtarmaya çalışmaktır. Yüksek diyafram ile çekim yapmayı istemeyen arkadaşlar ise “Focus Stacking” denen tekniği uygulamak zorundadırlar.
Makro Çekim Sırasında Kullanılan Ekipmanlar
1- Makro Kızağı: Makro kızakları ileri düzey makrocuların olmazsa olmazlarındandır. Makro çekimde 1:1 modunda dahi elde çekim yapmak oldukça zordur. 1:1 oranındaki netliği milimetrik hareketler yada oynamalar ile kaybetmeniz çok kolaydır. Birde objektif ters bağlayarak kullanmayı düşünüyorsanız işiniz daha da zordur. İşte bu noktalarda makro kızakları imdadımıza yetişiyor. Makro kızakları sayesinde milimetrik netlemeler yapmak kolaylaşıyor. Ray üstünde ileri geri hassas oynamalar ile istediğiniz netliği yakalayabilirsiniz. Ancak bu kızakların doğada kullanımı oldukça zordur.
2- Flaşlar: Makro çekimlerde en önemli unsurlardan birisi de flaşlardır. Makro çekimlerde net alan çok önemlidir. Çektiğiniz objenin her yerinin net olmasını isteriz. Bunu sağlamakta yüksek diyafram değerleri kullanmak ile olmaktadır. Yüksek diyafram = yüksek ışık anlamına gelmektedir. Özellikle doğada çekim yaparken genelde objelerimiz karanlık bölgelerde bulunurlar ya da buralara kaçarlar. Bu objeleri net alan derinliği fazla ve aydınlık çekmek istiyorsak flaş kullanmak zorundayız. Makro çekimler için en ideal olan flaşlar ring flaşlardır. Bu flaşlar direk yakın çekimler için üretilmiş özel ve maliyeti yüksek flaşlardır.Lensin direk önüne takılabilen bu flaşlar sayesinde çok yüksek büyütme oranlarında dahi sorun yaşanmamaktadır. Lensler 1:1 modlarında mm değerlerine göre objelere oldukça yaklaşmaktadırlar. Bu nedenle ışığın objeye ulaşması en kolay şekilde ring flaşlar sayesinde olmaktadır. Makro çekimlerde dahili ve tepe flaşlarda kullanabilirsiniz. Ancak 1:1 modunda objeye çok yaklaşan lensler yüzünden objenizi aydınlatmakta zorluk çekebilirsiniz. Bazı durumlarda lenslerin gölgesi objeler üstüne bile düşebilmektedir. Tepe flaşlar ve dahili flaşlar ile bu sorunu evde yapacağınız yumuşatıcılar ( softbox ) sayesinde çözebilirsiniz. Bu yumuşatıcılar hakkındaki örneklere aşağıdaki linklerden bakarak sizde kendinize en uygun yumuşatıcıyı yaparak dahili ve tepe flaş ile harika flaşlı makro çekimler yapabilirsiniz.
3- Tripod ve Monopodlar: Makro çekimlerinde tripod veya monopod kullanabilirsiniz. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi 1:1 modunda elde çekim yapmak gerçekten zordur. Tripod veya monopod’tan alacağınız destek sayesinde çok daha rahat çekimler yapabilirsiniz. Ancak doğada kullanımları pek mümkün değildir. Objelerin genelde yere çok yakın yerlerde bulundukları düşünüldüğünde doğada tripod veya monopod kullanımı oldukça zordur.