Bazı olaylar tarih sahnesine öyle bir kazınır ki aradan yüzyıllar geçse de her ikonik görüntü sizi tekrar o ana götürür… Sezar’ın Romaya girişi, Fatih’in İstanbula adım atması ya da Maradona’nın eliyle attığı gol… İşte bu anlardan, hatıralardan bir tanesi de müzik dünyası için geçerlidir. Espas Sanat olarak bugün sizlere o çok özel anı tekrar hatırlatmak için bir yazı hazırladık.
Peki Neydi O an? Tabi ki Woodstock müzik festivali. Vietnam Savaşı’nın kanlı gölgesinde, barış ve özgürlük seslerinin arasında yükselen bir festival.
250 binden fazla insan bir arada. Uçsuz bucaksız bir tarlanın ortasında kurulu sahnenin etrafından başlayarak ovaya yayılıyorlar. Frizbiler kalabalığın üzerinde yatay uçuşlar yapıyor. Peşlerinden koşan yarı çıplak tipler onları yakalamaya çalışıyor. Sandviçler yeniyor, mataralardan içecekler içiliyor. Bilumum uyuşturucu dönemin ruhuna uygun olarak elden ele dolaşıyor. Hatta bu alanda acayip bir ticaret var. Hummalı pazarlıklar ediliyor. Bazıları anadan doğma birbirlerine sarılıyor ya da dans ediyorlar. Dereye girip serinleyenler de var. Kano yapanlar, bisiklete binenler, iskeleden gölete atlayanlar, sevişenler…
1969 yılında New York eyaleti, Woodstock kasabası yakınlarındaki kırsal alanda manzara böyle.
Michael Lang, John Roberts, Joel Roseman, Artie Cornfeld bu işi yapmaya karar verdiklerinde bir tarla arıyorlar. Çiftçi Max Yasgur’un toprağı. Hemen gidiyorlar adama; “Burayı bize kiralar mısın?” “İşiniz ne kadar acil diye soruyor” Max. “Hemen lazım desem yeteri kadar acil oldu mu?” diyor Michael.
İşte o toprağın üzerinde festival 15 Ağustos Cuma başlıyor ve müziğin gücü bir kez daha ispatlanıyor.
Konser veren efsane isimler arasında Jimi Hendrix, Janis Joplin, The Who, Santana, Joan Baez, Country Joe Mc Donald, Graetful Dead, CCR, Joe Cocker, Ten Years After, Johnny Winter, The Band, Jefferson Airplane yer alıyor.
Müziğin gücü bir kez daha ispatlanır. Yarım milyon genç müzik ortak paydasında toplanıyor.
Festivalde inanılmaz şovlarıyla damga vuran performanslar ise;
- JİMİ HENDRİX: Festivalin son günü sabahın 9’da sahne alır Jimi. Başında kırmızı bandanası, elektrikli gibi çalan parmaklarıyla iki saat kalır sahnede. Amerikan milli marşını gitarıyla seslendirmesi unutulmaz.
- JOE COCKER: Festivalden 4 ay önce ilk albümünü çıkaran Cocker’ın bilhassa Beatles şarkısı “With A Little Help From My Friends” yorumu müthiştir.
- SANTANA: Daha adı çok duyulmamış olan Santana 45 dakikalık şovuyla herkesi çoşturur. “Soul Sacrifice” parçası dinamo gibi çalışan perküsyon ve gitar sololarıyla tüm zamanların en iyi sahne performansları arasına girer.
- THE WHO: İlk Rock Operası “Tommy”’i yeni bestelemiş olan grup buradan seslendirdikleri parçaların yanında “My Generation “‘ın 7 dakikalık yorumuyla uçarlar.
- RİCHİE HAVENS: İlk gün, ilk sahne alan Havens “Freedom” şarkısını yüzbinlerce kişiyle birlikte söyler.
- CROSBY STİLS and NASH: Neil young’ın yeni katıldığı ve sadece birkaç şarkıya katıldığı konserde, grup, geri kalan elemanlarıyla büyüleyici bir konser verir, “Judy Blue Eyes” enfestir.
- SLY AND THE FAMİLY STONE: Funk ve Soul müziğin o yıllardaki büyük ismi olan grup, ikinci günün sonunda sabaha karşı sahne alır ve dinamik müziğiyle herkesi uyandırır. “I Want To Take You Higher” tam bir çoşturma parçası olur.